2008 yılına kadar Avrupa’da çeşitli sektörlerde yatırım yapan Onur Şafak daha sonrasında Amerika’ya taşınarak gelecekteki başarı hikayesinin ilk adımlarını attı. Aldığı riskler ve girişimci karakteri sayesinde New York'ta bir Türk girişimci olarak fark yarattı.
Maya Prestige Group Yönetim Kurulu Başkanı Onur Şafak, Amerika'ya adım atmasıyla dondurma sektörü ile başlayan öyküsünü birçok girişim ve iş tecrübesi ile harmanladı. Türkiye ve Avrupa'da aldığı eğitim ve tecrübeyi de birleştirerek attığı stratejik adımları 2024 yılında kendisinin başında olduğu Maya Prestige Group’u kurmasını sağladı.
Amerika’da bir ihracat şirketinde 4 sene çalıştıktan sonra bir oto galeri kurarak ilk girişimcilik tecrübesine adım attı. 8 sene boyunca aldığı eğitimler ve sahip olduğu bilgi doğrultusunda yeni bir sektör olan yemek sektörüne girdi.
2019 yılında, Yunanistan, Avusturya ve İtalya’da kendini gurme olarak geliştiren ve oradaki kültüre duyduğu ilgiyi Amerika’ya taşımak isteyen Şafak, gıda işindeki ilk göz ağrısı olan Manhattan 8. Avenue ile 30. Cadde’de yer alan Green Blend Eatery restoranını aldı. Kurduğu vejetaryen, glutensiz sağlıklı beslenme bazlı olan Green Blend Eatery’nin büyüyüp zincirleşmesi ile restoran & bar sektöründe kendini Manhattan’da tanıttı.
Green Blend Eatery’nin ünü ve New Yorklular tarafından beğenilmesi ve aynı anda gelen pandemi sürecini avantaja çeviren, New York’ta ihtiyaç sahibi pek çok insana da yardım etti. Manhattan sakinlerinin saygısını ve güvenini kazandı. Pandemideki kapanma sürecinde çalışmalarını ve girişimi bırakmayan Onur Şafak o günleri şöyle anlatıyor: “Her yer kapalıydı, restoranlar servis yapmıyordu. Ben Manhattan’daki birçok otel ile yaptığım anlaşma sonucu, onlara, çalışan ilk yardım sağlık personellerine ve halka gönüllü hizmet, yardım yapabileceğimi söyledim. Bizzat kendim götürdüm. Pandemide de durmaksızın çalıştım.”















































Sıfırdan başlayan Green Blend’i 1,5 milyon dolar piyasa değerine getiren Şafak, Manhattan’ın en nezih ve gözde mahallelerinden olan Upper East Side’da Blue Mezze Bar Restaurant’ı kurdu. 2021 yılında Blue Mezze Bar 2. Avenue 77. Cadde açılan mekân kısa sürede Upper East Side bölgesinin en gözde mekanlarından bir olmayı başardı. Müşterilerini Güney Avrupa ve Türkiye lezzetleri ve kültürü ile buluşturdu.
Green Blend markasıyla başlayan serüven bugün yıllık 4 milyon dolar ciroya, Blue Mezze Bar Upper East Side ise yıllık 5 milyon dolar ciroya ulaştı.
Geçtiğimiz Ocak 2024’te Blue Mezze Upper East Side’daki mekânı tek başına devralan genç girişimci, şimdi yeni bir yer açmanın heyecanını yaşıyor. Şafak, 1883 yılında inşa edilen ve dünyaca ünlü Life Magazine dergisinin de merkezi olarak faaliyet gösteren Life binasının giriş katındaki mekânı, Blue Mezze Bar Nomad olarak açmaya hazırlanıyor. 10 katlı 100 odalı otel olan binanın alt katındaki restoran pandemi döneminde kapandı. Midtown’da yeni bir restoran açmak isteyen Şafak’ın karşısına çıkınca da fırsatı kaçırmak istemedi. Şafak, ‘’Life Magazine gibi Amerika tarihinde yer almış bir markanın faaliyet gösterdiği binada işletmecilik yapmak heyecan verici,’’ diyor.
60 kişilik oturma kapasitesi ve 20 kişilik barı olacak Blue Mezze NOMAD’ın alt katında ise daha öncede Speakeasy olarak faaliyet gösteren bir bar yer alıyor.
Şafak, Blue Mezze NoMad’ın ardından, Ten11 Lounge Bar adıyla yeni bir yatırım daha yaptı. Aynı zamanda Türkiye’de yaptığı ortaklıkla kurduğu Barrow and Barrel ile Amerika’ya şarap ticaretine de hazırlanıyor. Manhattan’da 4 farklı lokasyonda ve 100 kişiye istihdam eder duruma geleceğine kaydeden Şafak, ‘’Amerika’ya geldiğimden beri sürekli çok çalıştım. Çalışmak dışında hobim olmadı. Bu emeklerimin karşılığını da almak büyük bir mutluluk,’’ diyor.
Amerika’ya yeni gelen bir girişimciye 3 tavsiyen ne olur sorusuna, ‘’Sabırlı olsunlar, dil öğrensinler ve dürüst olsunlar,’’ diyor.
Beşiktaş taraftarı olan Onur, BJK USA derneğinde de asbaşkan olarak görev yaptı. 2015 yılında dernek adına farklı organizasyonlara imza atan ekibin içinde yer alan Şafak, Amerika’da ‘Yıldızının parladığı an’ olarak tanımlayabileceğin bir zaman dilimi var mı sorusuna, ‘’Yıldızım parladığı an diyebileceğim henüz o noktada değilim. Hep daha fazlasını istediğim için,’’ diye cevap veriyor.