New York’ta Çok Farklı Bir Macbeth Deneyimi: Sleep No More

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 
New York’ta çok farklı bir Macbeth deneyimi: Sleep No More New York'ta Tiyatroda yeni yaklaşımlar! Seyirciler oyunun içinde. Her katta, her odada farklı hikayeler var. Oyuncular da konuşmuyor. Hikayeler vücut ve dans diliyle anlatılıyor. Seyirci istediği odada, istediği hikayeyi takip edebiliyor.
Tiyatroyu düşünün! Biletinizi kestirdikten sonra salona girersiniz, koltuğunuza yerleşir, oyun başlayana kadar görevli tarafından size verilen oyunun konusu ile yönetmenin ve oyuncuların isimlerinin, kariyerlerinin yazılı olduğu kitapçığı okursunuz ya da yanınızdakilerle sohbet edersiniz vs. Daha sonra anons yapılır... “Oyun başlamak üzeredir. Lütfen cep telefonlarınızı kapatınız.” Perde açılır ve oyun başlar. Tiyatro seyircisi olmak keyiflidir esasında. O kadar kolay da değildir diğer yandan. İyi bir tiyatro seyircisi nerede alkışlaması gerektiğini, nerede gülmesi gerektiğini bilmelidir. Sinema değildir çünkü tiyatro. Oyuncular canlıdır ve konsantrasyonlarını kaybetmemeleri çok önemlidir. Seyirci önemlidir tiyatroda kısacası, oyunun seyrini bile değiştireblir seyirci. Seyirci de oyunun parçasıdır çoğu zaman...

Ancak New York McKittrick Hotel’de sahnelenen Macbeth’in çok farklı bir şekilde yorumlanmış hali olan ‘Sleep No More’ kadar seyirci oyunun bir parçası olmamıştır hiçbir zaman. ‘Sleep No More’, modern bir Macbeth yorumu... Her ne kadar Macbeth, Shakespeare’in en kısa trajedisi olsa da bu oyun üç saat sürüyor. Bu oyunu diğer oyunlardan ayıran en önemli özellik ise her seyircinin deneyiminin birbirinden farklı olması! Sleep No More deneyimini iki defa yaşamış bir insan olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, destansı final sahnesi dışında izlediklerim ve gördüklerim bambaşkaydı. İzlediğim iki oyun arasında dağlar kadar fark vardı. Oyuncular aynı oyuncular, canlandırdıkları karakterler aynı karakterler, sahneler aynı sahneler... Peki nasıl olur da sahnelenen aynı oyun olsa da ben iki farklı oyun izlemiştim? Dört katlı bir otel, her katı 19. yüzyıl dekoruyla döşenmiş.

Macbeth, Shakespeare tarafından 17. yüzyılda yazılmış olsa da oyun 19. yüzyıla uyarlanmış. İzleyecek olanlar için fazla detay vermemek daha doğru olacaktır ancak özetlemek gerekirse, dört katlı bir tiyatro sahnesi ve oyunun içinde yer alan seyirciler var. Seyirciler beyaz bir maskeyle dolaşmak zorunda, konuşmak da kesinlikle yasak. Seyirciler oyunun içinde kısacası. Her katta, her odada farklı hikayeler var. Oyuncular da konuşmuyorlar.

Hikayeler vücut ve dans diliyle anlatılıyor. Seyirci istediği odada, istediği hikayeyi takip edebiliyor. Böylece de otelin balo salonundaki destansı final sahnesine kadar her seyirci oyundan kendi hikayesini çıkarıyor. Oyun her ne kadar üç saat olsa da etkisi kesinlikle daha uzun sürüyor. Ben oyunu ilk izleyişimden önce bolca araştırma yapmış olsam da, birçok yorum okumuş olsam da oyunu izlemenin, bu inanılmaz tecrübeyi yaşamanın çok ama çok farklı bir duygu olduğunu belirtmeliyim! Klasik olacak ama ‘anlatılmaz, yaşanır’ cümlesi hiç bu kadar yerinde olmamıştı sanırım. Eğer New York’ta yaşıyorsanız veya bir gün buraya yolunuz düşerse bu çok farklı deneyimi kaçırmamanızı öneririm. http://sleepnomorenyc.com/ Cem Arıdağ New York

Facebook

Youtube