YAŞAM

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

ABD'nin Los Angeles kentinde 15 Oscar heykelciği gelecek hafta açık artırmada satışa çıkarılacak. Oscar ödül töreninden iki gün sonra Nate D. Sanders müzayede evi tarafından düzenlenecek açık artırmada yeni sahiplerini bulacak heykelcikler, şimdiye kadar satışa çıkarılan en büyük Oscar Ödülü koleksiyonunu oluşturuyor. Koleksiyonda "Uğultulu Tepeler", "Hayatımızın En Güzel Yılları", "Süvari Alayı" gibi unutulmaz filmlere verilen Oscar ödülleri yer alıyor.


 


Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Oscar heykelciklerinin satışına izin vermiyor. Ancak satışa çıkarılacak ödüller, 1950 yılında yürürlüğe konan ve Oscar ödüllü sanatçıların ödüllerini 1 dolar karşılığında sadece Akademi'ye satabileceğine dair anlaşmadan önce dağıtıldığı için satışa çıkarılıyor.

Müzayede evi, internette yapılacak açık artırmada 15 heykelciğin yaklaşık 2 milyon dolara satılmasının beklendiğini açıkladı. En yüksek teklifi, 1934'te Frank Lloyd'un yönettiği "Süvari Alayı" filmine verilen En İyi Film ödülünün alması bekleniyor.

Ünlü yazar, yönetmen ve oyuncu Orson Welles'in 1941 yılında "Yurttaş Kane" filmiyle kazandığı En İyi Senaryo Oscar ödülü, geçen yıl 861 bin dolara satılmıştı. 1999 yılında ise Michael Jackson, "Rüzgar Gibi Geçti"nin yapımcısı David O. Selznick'in kazandığı Oscar ödülü için 1,5 milyon dolar ödemişti

Oscar Ödül Töreni özel yayını 26 Şubat Pazar gecesi (Pazartesi’ye bağlanan gece) “Oscar Gecesi” programı ile başlayacak. Ardından 01:00’da “Kırmızı Halı” seremonisi ve 03:30’da ödül töreni ile devam edecek muhteşem geceyi NTV simultane çeviriyle ekrana getirecek. (msn.com)

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Şemseddin Sami tarafından hazırlanan ve adında ''Türk'' kelimesi geçen ilk Türkçe'den Türkçe'ye sözlük olan ''Kamus-ı Türki'', 112 yıl sonra Latin harfleriyle yayımlandı. Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu, Yrd. Doç. Dr. Niyazi Adıgüzel ve Ebul Faruk Önal, 1900 yılında hazırlanan ve ilk yayımı 1901 yılında İkdam Gazetesi'nde yapılan Şemseddin Sami'nin ''Kamus-ı Türki'' adlı eserini Latin harfleriyle güncelleyerek, araştırmacıların hizmetine sundu.

 

İdeal Kültür-Yayıncılık tarafından yayımlanan kitabı hazırlayanların sunuş yazısında, dilde kullanılan kelimelerin manasının herkes tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, bu nedenle, kelimelerin manalarını açıklayan sözlüklere ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.
 
Osmanlı'da ''Lügat-ı Naci'', ''Ahter-i Kebir'', ''Vankulu'', ''Lehce-i Osmani'', ''Firuzabadi'' ve ''Kamus-ı Türki'' gibi birçok sözlük bulunduğu anlatılan yazıda, bunlardan bir kısmının Farsça'dan Türkçe'ye, bir kısmının Arapça'dan Türkçe'ye tercüme şeklinde hazırlandığı ve bir kısmının ise Türkçe kelimelerin daha geniş bir şekilde açıklanması olarak düzenlendiği belirtildi.
 
Kamus-ı Türki'nin, 1900 yılında Şemseddin Sami tarafından yazılan Türkçe'den Türkçe'ye bir sözlük olduğu kaydedilen yazıda, şu ifadelere yer verildi:
 
''Şemseddin Sami, kelimenin menşeine bakmadan Türkçe konuşma dilinde kullanılan bütün kelimeleri Türkçe olarak kabul edip sözlüğüne almış ve sözlüğünün adını da 'Kamus-ı Türki' olarak isimlendirmiştir. Kelimenin aslı ister Arapça olsun, ister Farsça olsun, isterse batı dillerinden bir dil olsun hiç birinde ayrım yapmaksızın hepsine Türkçe gözüyle bakmış ve sözlüğüne de almıştır. Ancak kelimeleri açıklarken Türkçe'ye hangi dilden geçtiği hakkında bilgiler vermiştir.''
 
Özellikle Osmanlıca'yı yeni öğrenmekte olan tarih, edebiyat, arşivcilik ve kütüphanecilik öğrencilerine yönelik olarak hazırlan sözlükte, önce kelimenin Osmanlı harfleriyle orijinali, daha sonra Latin harfleriyle okunuşu yazıldı. Sözlükte kelimenin manası esnasında orijinaline sadık kalınmaya çalışıldı ve yer yer çok az bir şekilde sadeleştirilme yoluna gidildi.
 
Latince sözlükte, ''Kamus-ı Türki''nin orijinal giriş sayfası, Şemseddin Sami ile İkdam Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı Ahmed Cevdet'in yazdığı önsözlere de yer verildi.
 
Sözlükte, kelimeler 31 harften oluşan Osmanlıca alfabeye göre sıralandı. AA

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Türkiye son dönemlerde Hollywood'un gözdesi oldu. Yapımcılar Türkiye ve İstanbul'u 'plato' gibi kullanmaya başladı, oyuncular da adeta mesken tuttu. Kevin Costner, Morgan Freeman, Matt Dillon bu oyunculardan birkaçı. Bahman Ghobadi'nin yönettiği Monica Bellucci'nin oynadığı "Gergedan'ın Son Şiiri" filminden sonra ise tam bir patlama yaşandı. Ben Affleck'in oynadığı "Argo", Liam Neeson'un oynadığı "Taken 2", Tom Hardy, Colin Firth ve Gary Oldman'ın oynadığı "Tinker Tailor Soldier Spy" (Köstebek), Nicholas Cage'in oynadığı "Hayalet Sürücü 2" gibi filmler Türkiye'de çekildi. Sırada başka projeler de var

 
VERGİ İADESİ ÇEKİYOR 
Bu hafta 'Argo' ve 'Köstebek' filmlerinin Türkiye'de çekilmesini sağlayan yapımcılar Zeynep Santıroğlu Sutherland ve Alex Sutherland'la görüşüp, Hollywood'un ilgisinin nedenini sorduk. Sutherland çifti AZ Celtic Film şirketinin sahipleri. Sutherland, "Devlet 1 yıldır yabancı film yapımcılarına vergi teşviği veriyor. Harcadıkları paranın KDV'sini alıyorlar. Hükümet ile Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı çok iyi çalışıyor. Türkiye hem mekan zenginliği ile hem de vergi teşvikiyle Hollywood'u cezbedecek" diyor

 

 Ben Affleck 80 milyon dolarlık filmçekti, 300 bin dolarlık vergi iadesi aldı. KDV onlar için çok mu önemli? Normalde bu tarz filmlerin gideceği adres Fas ya da Ürdün oluyordu. 2009'da KDV iadesi düzenlemesi çıkınca, filmler buraya kaymaya başladı. Bu yüzde 18 daha az para harcamak anlamına geliyor

 

 Teşvik Yasası'yla ilgi daha da artar mı? Çıkınca göreceksiniz, Hollywood buraya akacak. Yasayla yüzde 5 ile 25 arasında teşvik verilecek. Kültür Bakanlığı denetimden geçirecek. Bu yasa başarıyla uygulanırsa, büyük bir endüstri oluşur, diğer ülkelerle rekabet edebilir hale geliriz. Normalde hesapta olmayan döviz Türkiye'ye girecek. Burada filmler çekilirse istihdama da etkisi olacak

 

Bu teşvikten sadece yabancı filmler mi yararlanacak? Burada amaç yabancı yatırımı buraya getirmek. Bir de ülkenin tanıtımı. Köstebek filminde Gary Oldman, "İstanbul'da adamımızı öldürdüler" diyor. Komik gelecek ama bu konuşma nedeniyle İstanbul'a gelmek isteyen yüz binlerce Gary Oldman hayranı var. "İzledik, İstanbul'a geldik" diyorlar

 

 Hollywood'un Türkiye'ye bakış açısı değişti mi artık? Evet, kesinlikle. Türkiye Hollywood için "çekim yapılacak ülke" sıralamasında en üstte. Ancak yapacağımız çok var hâlâ. İşlerimizi doğru yaparsak, gözlü davranmazsak, önümüz açık. Dikkat etmemiz gerekir. Sinan Ozdincik, Sabah

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Yönetmen Raşit Çelikezer'in yönettiği filmde, çocuk evlat edindikten sonra dağılan bir ailenin dramı anlatılıyor. Yapımcılığını Defne Film Prodüksiyon ve Efekt Yapım’ın ortaklaşa yaptığı, Raşit Çelikezer’in yönettiği, baş rollerde Selen Uçer, Serdar Orçin, Yusuf Berkan Demirbağ ve Erkan Avcı’nın oynadığı ‘Can’ filminin yönetmeni Raşit Çelikezer.


 

Yönetmen Çelikezer, Cumartesi gecesi Sundance’de ödülü alırken yaptığı konuşmada, filmin küçük bir çocuğun zor günlerini anlatan bir hikaye olduğunu söyledi ve ödülü kızı Defne ile birlikte “geleceğin yaratıcıları” olarak nitelediği tüm çocuklara ithaf etti. “Can”, üç kıtada daha bir çok festival katılacak, 16 Mart 2012’de de Türkiye’de vizyona girecek.

 

"Can"la ilgili daha geniş bilgiyi ve yönetmenle oyuncuların resimlerini Hülya Polat'ın Gökkuşağı adlı bloğunda bulabilirsiniz. (Hülya Polat, VoA News) 

Facebook

Youtube