Türkiye’deki Futbol Ateşi Amerika’daki Türklere Sıçradı

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
 

2001 yılından beri New York merkezli olarak faaliyet gösteren Fenerbahçe USA Derneği Türk futbolunda yaşanan son gelişmeler ve 12 Mayıs'ta Galatasaray ile oynanan maç sonrası yaşananlarla ilgili bir bildiri yayınladı. Fenerbahçe USA Yönetim Kurulu imzası ile yayınlanan bildiride, son 5 yılda üç büyük takımla oynadığı 32 maçta 63 puan toplayan ve en yakın rakibine 19 puan fark atan Fenerbahçe'nin yedi yılda 6 final kaybettiğine dikkat çekildi: ''Biz şikeciyiz, siz temizsiniz öyle mi?'' diye soruldu


 

Yine ABD'de kurulu Galatasaray USA Derneği de yaklaşık 10 gün önce bir bildiri yayınlayarak Türk futbolundaki gidişattan memnuniyetsizliğini dile getirmişti

Fenerbahçe USA Derneği'nden yapılan bildiride şu görüşlere yer verildi: ''Her zaman sağ duyuyucentilmenliği ilke edinen ve bu konuda Amerika'daki tüm derneklere örnek olan Fenerbahçe USA Dernegi son gelişen olaylar hakkında aşağıdaki açıklamayı yapmayı uygun görmüştürKamuoyuna duyurulur

 
12 Mayıs Cumartesi günü Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Galasaray maçından sonra gördük ki, ahlak bekçiliği yapanlar, temiz futbol isteyenler, futbol zevklerinin ellerinden alındığını savunanlar zafer sarhoşluğuna kapılıp şampiyonluklarının tadını çıkarmak yerine sosyal medyada ağza almaktan hicap duyduğumuz ifadelerle Fenerbahçe taraftarıyla uğraşmayı yeğlediklerini görmekteyiz.  
 
Daha bir hafta önce Kadıköy'de şampiyonluğun gideceği korkusuyla, Fenerbahçe'nin ligden düşürülmesini talep edenler, Federasyonu istifaya davet edenler, kazandıkları şampiyonluk ile birlikte normal hayatlarına döndüler. Ligin başında verilen play off kararına isyan edenlerin, puanlarının silindiğini iddia edenlerin olası Fenerbahçe şampiyonluğundan sonra neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyoruz
 
Sportmenliğe ve centilmenliğe önem veren sorumluluk sahibi taraftarlar ve Amerika'daki Türk toplumunda kardeşlik ve dostluğu her daim vurgulamaya çalışan bir dernek olarak kamuoyunun dikkatini bazı konulara çekmek istiyoruz
 
Türkiye Futbol Federasyonu'nun açıkladığı kararları, stadımızda meydana gelen olayları, yaşananların Türk futbolu üzerinde yarattığı etkiyi bizler de herkes gibi ülkemizden binlerce kilometre uzakta dikkatle izlemekteyiz
 
10 ayı aşkın süredir devam eden ve sadece Fenerbahçe'yi hedef alan siyasi davanın komediye dönüşmüş olması Türkiye Futbol Federasyo'nun vey Etik Kurulu'nun suçu değildir
 
Bu sürecin içinden çıkılmaz hale gelme nedeni, Fenerbahçe'ye karşı siyasi komplo yapanların oynadıkları oyunu ellerine yüzlerine bulaştırmış olmasıdır. Ve bu oyunu Topuk Yaylası'nda, Silivri'de, Çağlayan'da, Bağdat Caddesi'nde yaptığı yüzbinlerce kişilik protesto yürüyüşleri ile boşa çıkaran cefakar Fenerbahçe taraftarıdır
 
Stadımızda 12 Mayıs Cumartesi günü oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra takımını centilmence alkışlayan, 90 dakika boyunca sahaya en ufak bir yabancı bir madde dahi atmayan, saha içinde eğlenen Galatasaraylı futbolculara en ufak bir saldırıda bulunmayan taraftar ne olmuştur da 12 dakika sonra sahaya girmiştir? Nasıl çileden çıkmıştır
 
Biber gazlarıyla hamile, çoluk çocuk demeden herkesi zehirleyen, yerde yatan taraftara coplarla saldıran, tüm stadı bir biber gazı bulutuna dönüştürenler, 55 bin kişiyi cezalandıracak cesareti kimden almıştır?  
 
Toplumsal olaylara müdahelede bu kadar beceriksiz ve cahil bir güruh nasıl olmuş da Sükrü Saraçoğlu Stadı'nda bir araya gelmiştir
 
Geçtiğimiz haftalarda Etik Kurulu'nun raporunu açıklaması ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun aldığı kararlardan sonra istedikleri sonucu alamayanlar, hüsrana uğramış vaziyetteler. Sahada bileklerini bükemedikleri Fenerbahçe ile masa başında da başa çıkamamanın acziyetini yaşamaktalar. Haklarında suçlamalarda bulunulanların savunmaları alınmadan yazılan Birinci Etik Kurulu'na göre başta Fenerbahçe olmak üzere adı geçen kulülerin ve oyuncuların hepsi suçlu ilan edilmişti
 
Bugün ayağa kalkıp Fenerbahçe aleyhine bağıranların ortak noktası, Etik Kurulu Raporu'ndan çıkan kararın ''temiz olması veya olmaması'' veya ''Stadın maç sonrası savaş meydanına dönmesi'' değildir. Zihinlerinde Fenerbahçe'yi mahkeme, savunma, rapor olmaksızın suçlu ilan edenlerin hezeyanıdır. Değil Etik Kurulu'ndan, Birleşmiş Milletler Adalet Divanı'ndan ''temiz'' raporu gelse, malum çevrelerin zihinlerindeki Fenerbahçe düşmanlığının yarattığı olumsuz düşünceler değişmeyecektir. Tribünlere biber gazı sıkarak taraftarı provoke edenler ''bakın zaten suçlular'' algısı yaratmaktan başka bir amaç taşımamaktadır
 
Dünyanın hangi ülkesinde hiçbir futbolcunun, hakemin karışmadığı, bahis skandalına neden olunmadığı, tutuklu futbolcu ve teknik direktörlerin serbest bırakılıp futbola geri döndüğü şike ve teşvik davası vardır
 
Yine son oynanan maçta, 90 dakika boyunca sahaya en ufak bir madde atılmamışken, trübünlere biber gazı atarak insanlar tarumar edilmiş ve polis kordonu ile rakip takım sözde koruma altına alınmıştır. Güdümlü odakların da katkısıyla Fenerbahçe, her bulunduğu ortamda rakipleri karşısında suçlu ve haksız duruma düşürülmeye çalışılmaktadır
 
Fenerbahçe ile sahada mücadele edemeyenler çareyi polisiye kuvvetlerde, kulislerde, iğreti, basit TV programlarında, adliye muhabirliğinden devşirme spor muhabirlerinde, hemşehri güdüsüyle siyaset yapanlarda aradılar
 
Asıl kamuoyunu ayağa kaldıran olay futbol dünyasında adaletin sağlanıp sağlanmaması değildir. Asıl yaşadıkları öfke, onca yaşanan baskı ve zulüme rağmen Fenerbahçe'nin hala ayakta kalmasıdır. GS Eski Başkanı Adnan Polat'ın da dediği gibi ''yaşanan onca baskıya rağmen başkanlarını Metris'e gömmeyenlerin'' inatla takımlarına sahip çıkmasıdır. Fenerbahçe bu yıl play off'lara kalmasaydı, eminiz ki Federasyonun aldığı kararlar hiç kimsenin umrunda olmayacaktı. Tıpkı Savcı'nın da dediği gibi ''geçen yıl şampiyon olmasaydı 3 Temmuz operasyonunun yapılmayacağı'' gibi
 
1 yıl boyunca sahada onuru ile mücadele eden futbolcularımızı şikeci iddiaları ile küçük düşürmeye çalışan zavallılara bir çağrımız var. Biraz aklı, izanı, mantığı olan herkesi aşağıdaki son beş yılda dört büyük takımın oynadığı maçlarla oluşan puan durumuna bakmaya davet ediyoruz
 
Son beş yılda diğer üç büyük takımla oynadığı 32 maçta 63 puan toplayan ve en yakın rakibi Galatasaray'a tam 19 puan fark atan Fenerbahçe şikeci, siz temizsiniz öyle mi?  
 
1-Fenerbahçe    32 18 9   5  48 31 63 
2-Galatasaray    32 12 8 12  41 38 44 
3-Beşiktaş          32  10 7 15  39 44 36 
4-Trabzonspor  32    8 8  16  29 44 31 
 
Son yedi yılda 7 final maçını kaybeden takım şikeci, siz temizsiniz öyle mi? Hatırlamak istemeyenlere hatırlatalım. Son maçta kaybettiğimiz kupaları
 
11 May 2005 - GS 5 FB 1 (Türkiye Kupası Finali)
04 Mayıs 2006 - BJK 3 FB 2 (Türkiye Kupası Finali)
15 Mayıs 2006 - Denizli 1 FB 1 - (Süper Lig)
13 Mayıs 2009 - BJK 4 FB 2 (Türkiye Kupası Finali)
05 Mayıs 2010 - TS 3 FB 1 (Türkiye Kupası Finali
16 Mayıs 2010 - FB 1 TS 1 (Süper Lig)
12 Mayıs 2012 - FB 0 GS 0 (Süper Lig)
 
 
Türk futbolunda temizlik isteyerek herkesi kendisine güldürenler, Türkiye'ye teşvik ve şikeyi öğretenler olması da bir başka düşündürücü ve trajikomik olaydır
 
Türk futbolunu bu hale düşürenler, sportif başarıyı yakalayamayan beceriksiz ve basiretsiz yönetimlerdir. Sportif başarısızlıklarını rakiplerini suçlayarak ve kamuoyunda suçlu algısı yaratarak gizlemeye çalışanlar bilmelidir ki, kendilerini düzeltmedikçe Türk futbolu dün yaşadığı gibi, bugün de, yarın da aynı sıkıntıları yaşayacaktır. Mali yapılarını düzeltmeyen, standartlarını UEFA kriterlerine göre ayarlamayan kulüpler, sahada uğradıkları her başarısızlığın ardından 'hakeme', 'federasyona', 'merkez hakem kuruluna', 'teşvik ve şike' söylentilerine bel bağlayacaktır. Rakipleri ile sahada mücadele edemeyenler, soyunma odalarında futbolcuların boğazlarına sarılanlardır
 
Her ortamda UEFA'yı göreve çağıranlar, UEFA'nın en büyük özeni gösterdiği sporu siyasetten uzak tutma eğilimini göz ardı ederek, soyunma odalarından Başbakan peşinden koşmaları ilginç bir tesadüftür
 
Türk futbol tarihine 'şerefli ikincilikler' armağan edilmesine vesile olanlar, halkın zekası ile dalga geçmekle kalmadılar bunu Doğan-Şahin paraları, ülkeyi terk eden kaleciler ve hesabı verilemeyen 1 milyon dolarlık teşvik paraları ile perçinlediler
 
Fenerbahçe USA derneği olarak, Türk futbolunu temizleme adı altında kulübümüze karşı dört koldan yürütülen saldırıları yakından takip ediyoruz. Herkes gibi bizler de Türkiye'de şike, teşvik ve masa başı oyunlarının olmadığı, rakiplerinin futbolcularını oynayacakları hafta ayartmaların yaşanmadığı, kırmızı kart gösterdiği için hakemlik hayatına son verilen hakemlerin olmadığı, zamanında çatır çatır teşvik primi almış, şike yapmış kabzımalların yorumcu diye ortalarda dolaşmadığı, siyasi manevralarla şampiyonluklara el konulmadığı bir futbol ortamı istiyoruz
 
Yaşadığı her türlü baskı ve zorluğa rağmen bu yıl voleybolda dünya şampiyonu, kadın basketbolda Türkiye şampiyonu olan futbolda son ana kadar yarışı bırakmayan bir kulübün, Türkiye Süper Lig'te son dakikaya kadar şampiyonluğu kovalaması ve Türkiye Kupası'nda finale yükselmiş olması utanması olanlara verilmiş en iyi cevaptır. Zafer İnananlarındır
 
Fenerbahçe USA Derneği
Yönetim Kurulu

GALATASARAY USA'NIN AÇIKLAMASI

Türkiye Futbol Federasyonu'nun açıkladığı kararlar üzerine bir açıklama yapan Galatasaray USA Derneği de, 2 Mayıs'ta yaptığı açıklamada aşağıdaki görüşlere yer vermişti:

''Türkiye Futbol Federasyonu’nun açıkladığı kararların Türk futbolunu telafisi mümkün olmayan bir yola soktuğuna ve kamuoyu vicdanında büyük hayal kırıklıkları yaratığına inanıyor ve bu kararları protesto ediyoruz. Yapısı ve konumu itibarıyla Türk futbolunu temsil eden, haklarını koruyan ve Türk futbolunu dünya standartlarına taşıması gereken kurumun tamamiyle işlevini yitirerek şikeyi araştıran bir kurum olmaktan çıkararak, şikeyi ve şike yapanları aklayan bir kuruma dönüştüren zihniyeti kabul etmiyoruz.

Türk Futbol Federasyonu yaptığı açıklamalar ile belli ettmiştir ki, artık şike yapıldı mı, yapılmadıkonusu tartışılmıyor. Bu ahlaksızlıkları yapanları, emek hırsızlarını nasıl kurtarabiliriz, bu tartışılıyor.
 
Bizler ülkesinden çok uzaklarda futbol tutkusuyla yaşayan, sadece sarı-kırmızı renkleri değil, Ay-Yıldızlı milli formayı Amerika Birleşik Devletlerinde gururla taşıyan 10000'lerce Galatasaray'liyi temsil ediyoruz. Bunca insan adına rahatlıkla soyneyebiliriz ki, 3 Temmuz'dan itibaren yaşananlar, TFF eski ve yeni yönetimlerinin aldıkları saçmalık ötesine geçmeyen kararlar ve gittikçe içinden çıkılmaz hale gelen bu durum karşısında futbol sevgimizi, heyecanımızı maalesef kaybettik.
 
Türk Futbolunun itibarının yerle bir olduğunu, sözde "Türk Futbolunun marka değerinin" sadece şike ve teşvik konularıyla birlikte anıldığını yurt dışında yaşayan ve yabancı medyayı yakından takip eden bireyler olarak üzülerek tespit etmiş bulunmaktayız. Sn. Federasyon yetkilileri Türk halkını ligimiz avrupanın 6. en iyi ligi diye uyutürken, bizler Avusturalya, Kore gibi liglerden bile canlı maçların yayınlandığı Amerikan televizyonlarında Türk fubolu ile ilgili sadece şike haberlerini görebiliyoruz.
 
Doğruyu ve doğru olanı savunması gereken kurum, kendisini ve kendi yanlışlarını nasıl doğru olarak göstererek, bir şekilde kitabına uydurarak, kamuoyuna sunmaya çalışmakla Türk halkının zekâsıyla alay etmekte, adalet duygusunu hiçe saymakta ve uluslararası kuralları görmezden gelerek bu tutumuyla Türk futbolunu telafisi mümkün olmayan bir çıkmaza götürmektedir.
Galatasaray USA derneği bu nedenlerle Türk Futbol Federasyonu yönetiminin Türk futboluna daha fazla zarar vermeden derhal istifa etmesinin zorunlu olduğuna inanmaktadır. Tek dileğimiz Türk futbolunu bu kaos'tan kurtaracak, kendi ve yandaşlarını kurtarmak amacı ile göreve gelmemiş yeni bir yönetim ile yola devam edilmesi ve biraz olsun aklı selim kararlar alınarak futbolumuzun içine düştüğü bu batklıktan kurtulması, senelerdir Türk futbolunu şahsı çıkarları için kullanan pervasızlardan temizlenmesidir.
 
 
Galatasaray USA Derneği
Yönetim Kurulu

Facebook

Youtube