LOKAL

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive
ABD'nin New York şehrinde borsanın bulunduğu Wall Street'te, Bowling Green Park'ta Türk Bayrağı göndere çekildi. Törene katılan Mehteran Birliği ise Amerikalıları hayran bıraktı. New York'ta 19 Mayıs Cumartesi günü düzenlenecek 31. Türk Günü Festivali'nden önce bugün Wall Street 'te Bowling Green Parkı'nda bulunan ve New York Borsası'nı simgeleyen Boğa heykelinin önünde ''Geleneksel Bayrak Çekme Töreni'' yapıldı. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu ve Giresun USA Derneği tarafından organize edilen Bayrak çekme törenine Türk ve Amerikalıların yoğun ilgisi oldu

 

Özellikle Türk Günü Festivali için New York'a gelen Genel Kurmay Başkanlığı Mehteran Birliği büyük ilgi gördü.
 
Törende konuşma yapan New York Başkonsolosu Levent Bilgen, Türk Bayrağının ABD'nin en eski parkı olan 'Bowling Green Parkı'nda çekilmesinden büyük gurur duyduklarını, Türkiye ile ABD arasında uzun yıllardır süren sağlam ilişkiler olduğunu belirtirken, Türk-ABD toplumları arasında da son derece güzel bir dostluk olduğunu ifade etti.
TADF Başkanı Ali Çınar ise törene katılan herkese teşekkür ederek 19 Mayıs’taki Türk yürüyüşüne herkesi davet etti.
 
Giresun USA Derneği Başkanı Cevdet Özdemir ise organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.
 
Bayrak çekme organizatörlerinden İbrahim Kurtuluş bu yıl ki töreni özellikle terörle mücadele eden tüm Mehmetçiklere armağan ettiğini ifade etti.
 
 
Brooklyn Amity School öğrencilerinin ellerinde Türk Bayraklarıyla İstiklal Marşını okudular. Amity Okulu 7. sınıf öğrencilerinden Amir Edris Türkçe okuduğu 'Bir Bulut Olsam' şiiri ise büyük beğeni topladı.
 
YENİÇERİLER WALL STREETİ İŞGAL ETTİ
 
Okumalarının ardından Mehteran Birliği ise tören alanında gösteri yaptı, marşlar çaldı. Amerikalıların ve yabancıların da büyük ilgisini çeken Mehter gösterisi sırasında park iyice kalabalıklaştı. Mehteranın ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi FOMGET Halk Dansları Topluğu ekibi de gösteri yaptı. Hayatında ilk defa Mehteranı gören Sandra Edris, marşlara eşlik etmeye çalışarak duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
CİHAN

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

Cemil Özyurt - Zenop Tuncer 15 yıla yakın zamandır New Jersey'nin Edgewater şehrinde klasik araba tamiri ile uğraşıyor. Euro Tech Motors tamirhanesi bir klasik araba müzesi gibi adeta. Babası da Fordcu Bogoz Usta olarak Taksim'de ün yapmış bir ustaymış. Baba mesleğini 1977 yılında geldiği ABD'de sürdüren Zenop Usta'nın mekanında pek çok klasik araba bulunuyor. Aralarından en ilgi çekeni ise 1942 model bir Mercedes. Arabanın ilk sahibi ise Adolf Hitler. Nasıl olur da 1942 model Hitler'in kullandığı bir Mercedes araba, Amerika'da New Jersey'de ortaya çıkar?


 
Zenop Usta, kendisinden daha önce de klasik araba koleksiyonu yapan iyi bir müşterisi için Mercedes 540 model bir araba ararken, internette bir ilan gördü. Müşterisini arayıp ''Senin aradığın değil ama ona yakın bir model internette satılık,'' diye sordu. Müşterisi ''Alalım,'' deyince de, toplam 175 bin dolar maliyetle arabayı aldı.
 
Mercedes Ohio'dan New Jersey'e getirildi, Zenop Usta tamire koyuldu. Arabayı tamir ederken arka tekerleklerden birinin orjinalini satın almak için Mercedes'i aradı ve modelini, seri numarasını söyledi. Aradan çok geçmeden Mercedes'ten telefonlar yağmaya başladı. Arabayı nerden aldığını sordular. Arabanın ruhsatını dikkatli incelemesini istediler. Zenop Usta başta bir şey göremez ama sonra dikkatli incelediğinde Naziler'in sembolünü ruhsatta olduğunu gördü. Mercedes, seri numarası ve ruhsat kayıtlarından arabanın Hitler'e ait olduğunu açıkladı. 
 
Arabanın ruhsatında arabanın bizzat Hitler'e ait olduğu Almanca olarak da yer aldığı da görülüyor. Mercedes'in de onayladığı 1942 model araba, 1951 yılında ABD'ye getirildi. Ohio'daki arabanın sahibinin dedesi Almanya'da askerliğini yapan Amerikalı bir subaydı. Arabayı da 2. Dünya Savaşı sonrasında Amerika'ya getirdi. Arabanın sahibi olan Lübnanlı işadamı Fred Daibes'e bir açık arttırma firması 1.5 milyon dolar önerdi. Ancak işadamı kabul etmedi
 
Zenop Tuncer, arabada 80 bin kilometre olduğunu, Mercedes'in hala orjinal parçalarına sahip olduğunu vurguluyor. Arabayı satan satıcının Hitler'e ait olduğunu bilmediğini ifade eden Tuncer, ''Kendisini aradım. 'Arabanın Hitler'e ait olduğunu biliyor muydun?' diye sordum. Bana 'ciddi misin?' dedi. Arabanın sahibi de nasıl olup da Hitler'in arabasının Amerika'ya getirildiği konusunda bilgisi yok,'' diye konuştu. Hitler'in 3 Mercedes'inin çalındığı bilinirken, Amerika'da ortaya çıkan modelin de bu çalınan üç araçtan biri olduğu tahmin ediliyor

 

Zenop Tuncer'in babası Bogoz Tuncer 1946 model Ford arabaların Türkiye'ye ithalinden sonra
yaşadığı sübob sıkıntısını aşan usta olarak biliniyor. Vehbi Koç'un gelen tüm sıfır model Ford arabaların süboplarını Bogoz Usta'ya yenilettiğini bu nedenle de isminin 'Fordcu Bogoz Usta' olarak anıldığını anlatan oğul Tuncer, 1990 yılında vefat eden babasının Amerika'ya hiç alışamadığını ve aklının hep Türkiye'de kaldığını söylüyor.  

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

2001 yılından beri New York merkezli olarak faaliyet gösteren Fenerbahçe USA Derneği Türk futbolunda yaşanan son gelişmeler ve 12 Mayıs'ta Galatasaray ile oynanan maç sonrası yaşananlarla ilgili bir bildiri yayınladı. Fenerbahçe USA Yönetim Kurulu imzası ile yayınlanan bildiride, son 5 yılda üç büyük takımla oynadığı 32 maçta 63 puan toplayan ve en yakın rakibine 19 puan fark atan Fenerbahçe'nin yedi yılda 6 final kaybettiğine dikkat çekildi: ''Biz şikeciyiz, siz temizsiniz öyle mi?'' diye soruldu


 

Yine ABD'de kurulu Galatasaray USA Derneği de yaklaşık 10 gün önce bir bildiri yayınlayarak Türk futbolundaki gidişattan memnuniyetsizliğini dile getirmişti

Fenerbahçe USA Derneği'nden yapılan bildiride şu görüşlere yer verildi: ''Her zaman sağ duyuyucentilmenliği ilke edinen ve bu konuda Amerika'daki tüm derneklere örnek olan Fenerbahçe USA Dernegi son gelişen olaylar hakkında aşağıdaki açıklamayı yapmayı uygun görmüştürKamuoyuna duyurulur

 
12 Mayıs Cumartesi günü Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Galasaray maçından sonra gördük ki, ahlak bekçiliği yapanlar, temiz futbol isteyenler, futbol zevklerinin ellerinden alındığını savunanlar zafer sarhoşluğuna kapılıp şampiyonluklarının tadını çıkarmak yerine sosyal medyada ağza almaktan hicap duyduğumuz ifadelerle Fenerbahçe taraftarıyla uğraşmayı yeğlediklerini görmekteyiz.  
 
Daha bir hafta önce Kadıköy'de şampiyonluğun gideceği korkusuyla, Fenerbahçe'nin ligden düşürülmesini talep edenler, Federasyonu istifaya davet edenler, kazandıkları şampiyonluk ile birlikte normal hayatlarına döndüler. Ligin başında verilen play off kararına isyan edenlerin, puanlarının silindiğini iddia edenlerin olası Fenerbahçe şampiyonluğundan sonra neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyoruz
 
Sportmenliğe ve centilmenliğe önem veren sorumluluk sahibi taraftarlar ve Amerika'daki Türk toplumunda kardeşlik ve dostluğu her daim vurgulamaya çalışan bir dernek olarak kamuoyunun dikkatini bazı konulara çekmek istiyoruz
 
Türkiye Futbol Federasyonu'nun açıkladığı kararları, stadımızda meydana gelen olayları, yaşananların Türk futbolu üzerinde yarattığı etkiyi bizler de herkes gibi ülkemizden binlerce kilometre uzakta dikkatle izlemekteyiz
 
10 ayı aşkın süredir devam eden ve sadece Fenerbahçe'yi hedef alan siyasi davanın komediye dönüşmüş olması Türkiye Futbol Federasyo'nun vey Etik Kurulu'nun suçu değildir
 
Bu sürecin içinden çıkılmaz hale gelme nedeni, Fenerbahçe'ye karşı siyasi komplo yapanların oynadıkları oyunu ellerine yüzlerine bulaştırmış olmasıdır. Ve bu oyunu Topuk Yaylası'nda, Silivri'de, Çağlayan'da, Bağdat Caddesi'nde yaptığı yüzbinlerce kişilik protesto yürüyüşleri ile boşa çıkaran cefakar Fenerbahçe taraftarıdır
 
Stadımızda 12 Mayıs Cumartesi günü oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra takımını centilmence alkışlayan, 90 dakika boyunca sahaya en ufak bir yabancı bir madde dahi atmayan, saha içinde eğlenen Galatasaraylı futbolculara en ufak bir saldırıda bulunmayan taraftar ne olmuştur da 12 dakika sonra sahaya girmiştir? Nasıl çileden çıkmıştır
 
Biber gazlarıyla hamile, çoluk çocuk demeden herkesi zehirleyen, yerde yatan taraftara coplarla saldıran, tüm stadı bir biber gazı bulutuna dönüştürenler, 55 bin kişiyi cezalandıracak cesareti kimden almıştır?  
 
Toplumsal olaylara müdahelede bu kadar beceriksiz ve cahil bir güruh nasıl olmuş da Sükrü Saraçoğlu Stadı'nda bir araya gelmiştir
 
Geçtiğimiz haftalarda Etik Kurulu'nun raporunu açıklaması ve Türkiye Futbol Federasyonu'nun aldığı kararlardan sonra istedikleri sonucu alamayanlar, hüsrana uğramış vaziyetteler. Sahada bileklerini bükemedikleri Fenerbahçe ile masa başında da başa çıkamamanın acziyetini yaşamaktalar. Haklarında suçlamalarda bulunulanların savunmaları alınmadan yazılan Birinci Etik Kurulu'na göre başta Fenerbahçe olmak üzere adı geçen kulülerin ve oyuncuların hepsi suçlu ilan edilmişti
 
Bugün ayağa kalkıp Fenerbahçe aleyhine bağıranların ortak noktası, Etik Kurulu Raporu'ndan çıkan kararın ''temiz olması veya olmaması'' veya ''Stadın maç sonrası savaş meydanına dönmesi'' değildir. Zihinlerinde Fenerbahçe'yi mahkeme, savunma, rapor olmaksızın suçlu ilan edenlerin hezeyanıdır. Değil Etik Kurulu'ndan, Birleşmiş Milletler Adalet Divanı'ndan ''temiz'' raporu gelse, malum çevrelerin zihinlerindeki Fenerbahçe düşmanlığının yarattığı olumsuz düşünceler değişmeyecektir. Tribünlere biber gazı sıkarak taraftarı provoke edenler ''bakın zaten suçlular'' algısı yaratmaktan başka bir amaç taşımamaktadır
 
Dünyanın hangi ülkesinde hiçbir futbolcunun, hakemin karışmadığı, bahis skandalına neden olunmadığı, tutuklu futbolcu ve teknik direktörlerin serbest bırakılıp futbola geri döndüğü şike ve teşvik davası vardır
 
Yine son oynanan maçta, 90 dakika boyunca sahaya en ufak bir madde atılmamışken, trübünlere biber gazı atarak insanlar tarumar edilmiş ve polis kordonu ile rakip takım sözde koruma altına alınmıştır. Güdümlü odakların da katkısıyla Fenerbahçe, her bulunduğu ortamda rakipleri karşısında suçlu ve haksız duruma düşürülmeye çalışılmaktadır
 
Fenerbahçe ile sahada mücadele edemeyenler çareyi polisiye kuvvetlerde, kulislerde, iğreti, basit TV programlarında, adliye muhabirliğinden devşirme spor muhabirlerinde, hemşehri güdüsüyle siyaset yapanlarda aradılar
 
Asıl kamuoyunu ayağa kaldıran olay futbol dünyasında adaletin sağlanıp sağlanmaması değildir. Asıl yaşadıkları öfke, onca yaşanan baskı ve zulüme rağmen Fenerbahçe'nin hala ayakta kalmasıdır. GS Eski Başkanı Adnan Polat'ın da dediği gibi ''yaşanan onca baskıya rağmen başkanlarını Metris'e gömmeyenlerin'' inatla takımlarına sahip çıkmasıdır. Fenerbahçe bu yıl play off'lara kalmasaydı, eminiz ki Federasyonun aldığı kararlar hiç kimsenin umrunda olmayacaktı. Tıpkı Savcı'nın da dediği gibi ''geçen yıl şampiyon olmasaydı 3 Temmuz operasyonunun yapılmayacağı'' gibi
 
1 yıl boyunca sahada onuru ile mücadele eden futbolcularımızı şikeci iddiaları ile küçük düşürmeye çalışan zavallılara bir çağrımız var. Biraz aklı, izanı, mantığı olan herkesi aşağıdaki son beş yılda dört büyük takımın oynadığı maçlarla oluşan puan durumuna bakmaya davet ediyoruz
 
Son beş yılda diğer üç büyük takımla oynadığı 32 maçta 63 puan toplayan ve en yakın rakibi Galatasaray'a tam 19 puan fark atan Fenerbahçe şikeci, siz temizsiniz öyle mi?  
 
1-Fenerbahçe    32 18 9   5  48 31 63 
2-Galatasaray    32 12 8 12  41 38 44 
3-Beşiktaş          32  10 7 15  39 44 36 
4-Trabzonspor  32    8 8  16  29 44 31 
 
Son yedi yılda 7 final maçını kaybeden takım şikeci, siz temizsiniz öyle mi? Hatırlamak istemeyenlere hatırlatalım. Son maçta kaybettiğimiz kupaları
 
11 May 2005 - GS 5 FB 1 (Türkiye Kupası Finali)
04 Mayıs 2006 - BJK 3 FB 2 (Türkiye Kupası Finali)
15 Mayıs 2006 - Denizli 1 FB 1 - (Süper Lig)
13 Mayıs 2009 - BJK 4 FB 2 (Türkiye Kupası Finali)
05 Mayıs 2010 - TS 3 FB 1 (Türkiye Kupası Finali
16 Mayıs 2010 - FB 1 TS 1 (Süper Lig)
12 Mayıs 2012 - FB 0 GS 0 (Süper Lig)
 
 
Türk futbolunda temizlik isteyerek herkesi kendisine güldürenler, Türkiye'ye teşvik ve şikeyi öğretenler olması da bir başka düşündürücü ve trajikomik olaydır
 
Türk futbolunu bu hale düşürenler, sportif başarıyı yakalayamayan beceriksiz ve basiretsiz yönetimlerdir. Sportif başarısızlıklarını rakiplerini suçlayarak ve kamuoyunda suçlu algısı yaratarak gizlemeye çalışanlar bilmelidir ki, kendilerini düzeltmedikçe Türk futbolu dün yaşadığı gibi, bugün de, yarın da aynı sıkıntıları yaşayacaktır. Mali yapılarını düzeltmeyen, standartlarını UEFA kriterlerine göre ayarlamayan kulüpler, sahada uğradıkları her başarısızlığın ardından 'hakeme', 'federasyona', 'merkez hakem kuruluna', 'teşvik ve şike' söylentilerine bel bağlayacaktır. Rakipleri ile sahada mücadele edemeyenler, soyunma odalarında futbolcuların boğazlarına sarılanlardır
 
Her ortamda UEFA'yı göreve çağıranlar, UEFA'nın en büyük özeni gösterdiği sporu siyasetten uzak tutma eğilimini göz ardı ederek, soyunma odalarından Başbakan peşinden koşmaları ilginç bir tesadüftür
 
Türk futbol tarihine 'şerefli ikincilikler' armağan edilmesine vesile olanlar, halkın zekası ile dalga geçmekle kalmadılar bunu Doğan-Şahin paraları, ülkeyi terk eden kaleciler ve hesabı verilemeyen 1 milyon dolarlık teşvik paraları ile perçinlediler
 
Fenerbahçe USA derneği olarak, Türk futbolunu temizleme adı altında kulübümüze karşı dört koldan yürütülen saldırıları yakından takip ediyoruz. Herkes gibi bizler de Türkiye'de şike, teşvik ve masa başı oyunlarının olmadığı, rakiplerinin futbolcularını oynayacakları hafta ayartmaların yaşanmadığı, kırmızı kart gösterdiği için hakemlik hayatına son verilen hakemlerin olmadığı, zamanında çatır çatır teşvik primi almış, şike yapmış kabzımalların yorumcu diye ortalarda dolaşmadığı, siyasi manevralarla şampiyonluklara el konulmadığı bir futbol ortamı istiyoruz
 
Yaşadığı her türlü baskı ve zorluğa rağmen bu yıl voleybolda dünya şampiyonu, kadın basketbolda Türkiye şampiyonu olan futbolda son ana kadar yarışı bırakmayan bir kulübün, Türkiye Süper Lig'te son dakikaya kadar şampiyonluğu kovalaması ve Türkiye Kupası'nda finale yükselmiş olması utanması olanlara verilmiş en iyi cevaptır. Zafer İnananlarındır
 
Fenerbahçe USA Derneği
Yönetim Kurulu

GALATASARAY USA'NIN AÇIKLAMASI

Türkiye Futbol Federasyonu'nun açıkladığı kararlar üzerine bir açıklama yapan Galatasaray USA Derneği de, 2 Mayıs'ta yaptığı açıklamada aşağıdaki görüşlere yer vermişti:

''Türkiye Futbol Federasyonu’nun açıkladığı kararların Türk futbolunu telafisi mümkün olmayan bir yola soktuğuna ve kamuoyu vicdanında büyük hayal kırıklıkları yaratığına inanıyor ve bu kararları protesto ediyoruz. Yapısı ve konumu itibarıyla Türk futbolunu temsil eden, haklarını koruyan ve Türk futbolunu dünya standartlarına taşıması gereken kurumun tamamiyle işlevini yitirerek şikeyi araştıran bir kurum olmaktan çıkararak, şikeyi ve şike yapanları aklayan bir kuruma dönüştüren zihniyeti kabul etmiyoruz.

Türk Futbol Federasyonu yaptığı açıklamalar ile belli ettmiştir ki, artık şike yapıldı mı, yapılmadıkonusu tartışılmıyor. Bu ahlaksızlıkları yapanları, emek hırsızlarını nasıl kurtarabiliriz, bu tartışılıyor.
 
Bizler ülkesinden çok uzaklarda futbol tutkusuyla yaşayan, sadece sarı-kırmızı renkleri değil, Ay-Yıldızlı milli formayı Amerika Birleşik Devletlerinde gururla taşıyan 10000'lerce Galatasaray'liyi temsil ediyoruz. Bunca insan adına rahatlıkla soyneyebiliriz ki, 3 Temmuz'dan itibaren yaşananlar, TFF eski ve yeni yönetimlerinin aldıkları saçmalık ötesine geçmeyen kararlar ve gittikçe içinden çıkılmaz hale gelen bu durum karşısında futbol sevgimizi, heyecanımızı maalesef kaybettik.
 
Türk Futbolunun itibarının yerle bir olduğunu, sözde "Türk Futbolunun marka değerinin" sadece şike ve teşvik konularıyla birlikte anıldığını yurt dışında yaşayan ve yabancı medyayı yakından takip eden bireyler olarak üzülerek tespit etmiş bulunmaktayız. Sn. Federasyon yetkilileri Türk halkını ligimiz avrupanın 6. en iyi ligi diye uyutürken, bizler Avusturalya, Kore gibi liglerden bile canlı maçların yayınlandığı Amerikan televizyonlarında Türk fubolu ile ilgili sadece şike haberlerini görebiliyoruz.
 
Doğruyu ve doğru olanı savunması gereken kurum, kendisini ve kendi yanlışlarını nasıl doğru olarak göstererek, bir şekilde kitabına uydurarak, kamuoyuna sunmaya çalışmakla Türk halkının zekâsıyla alay etmekte, adalet duygusunu hiçe saymakta ve uluslararası kuralları görmezden gelerek bu tutumuyla Türk futbolunu telafisi mümkün olmayan bir çıkmaza götürmektedir.
Galatasaray USA derneği bu nedenlerle Türk Futbol Federasyonu yönetiminin Türk futboluna daha fazla zarar vermeden derhal istifa etmesinin zorunlu olduğuna inanmaktadır. Tek dileğimiz Türk futbolunu bu kaos'tan kurtaracak, kendi ve yandaşlarını kurtarmak amacı ile göreve gelmemiş yeni bir yönetim ile yola devam edilmesi ve biraz olsun aklı selim kararlar alınarak futbolumuzun içine düştüğü bu batklıktan kurtulması, senelerdir Türk futbolunu şahsı çıkarları için kullanan pervasızlardan temizlenmesidir.
 
 
Galatasaray USA Derneği
Yönetim Kurulu

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

New York Giresunlular Derneği tarafından, New York’un Long Island Bölgesinde kültür ve dayanışma gecesi düzenlendi. Programa, New York Konsolosu Ümit Kılıç, TADF Başkanı Ali Çınar, Giresun Emniyet Müdürü Hikmet Bulak, Yağlıdere Başkanı Abdurahman Kırhasanoğlu, Amerika Giresunlular Derneği Başkanı Cevdet Özdemir  olmak üzere  birçok davetli katıldı.

 

Programın sunuculuğunu yapan Hikmet İlhami Temel, New York Giresun Derneği hakkında bilgi verdikten sonra tüm yönetim kurulunu sahneye davet etti.

 
New York Giresun Başkanı Savaş Şahin, Amerika'daki en büyük Türk topluluğunun Giresunlular olduğunu belirterek, yaptıkları faaliyetler hakkında bilgi verdi. Tarih boyunca adaletin, sevginin ve saygının simgesi olup, aynı zamanda çağ açıp, çağ kapatan Türk Milletinin bireyleri olarak, Türk toplumun herşeyin en iyisine layık olduğunu belirtti. Türk lobiciliği açısından New York'ta önemli işler yaptıklarını belirterek, Amerika'daki siyasi,kültürel ve sostakl yaşamda daha çok aktif olma mesajini verdi.
 
Giresun Emniyet Müdürü Hikmet Bulak'ta Amerika'daki Giresunlu hemşerileri ile beraber olmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirterek, Vali Ali Şahin ve Giresun halkının selamını iletti. ''Kendimi Giresunlu gibi hissediyorum'' diyen Bulak, ''1500 emniyet personelimizle, huzurlu ve güvenli Giresun için çalışıyoruz,'' diyerek sözlerini tamamladı.
 
New York Konsolosu Ümit Kılıç'ta  yaptığı konuşmada, Giresun’un ilklerin memleketi olduğunu belirterek, ''Başkonsolosluk olarak biz sizlerin herzaman yanındayız'' dedi

 

TADF Başkanı Ali Çınar da, Türk-Amerikan toplumunun her geçen gün daha da güçlendiğini belirterek, ''Birlik ve beraberlik içinde ciddi işler yapmaya başladık,'' dedi. Çınar 19 Mayıs Cumartesi Günü, New York'ta yapacakları Türk Günü Yürüyüşü hakkında bilgiler verirken, Manhattan'ı kırmızı beyaza boyayacaklarını belirtti. TADF Başkan Yardımcısı Mehmet Durmuş öncülüğünde ayrıca Giresun Milletvekili olan Nurettin Canikli ile haftaya bir toplantı yapılacağını duyurdu.
 
Yağlıdere Belediye Başkanı Abdurahman Kırhasanoğlu da, ''Sizlerin çalışmalarını takip ediyoruz ve bizleri gururlandırıyorsunuz,''  diyerek, Yağlıdere ilçesinin de artık hizmette sınır tanımayan bir belediye haline geldiklerini söyledi.
 
Gecede Şevval Sam, Ali GedikTuncay UzunMurat Çelik ve kemençeci Ramazan Yanık, Giresun yöresinin eşsiz parçaları ile konukları eğlendirdiler.
 
TADF Başkanı Çınar’a Ödül
 
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Çınar’a, New York Giresun Derneği tarafından ''Türk-Amerikan topluma yaptığı hizmetlerden dolayı” bir ödül verildi. Ayrca, geceye Giresundan katılan resmi temsilcilere ve sponsorlara da teşekkür plaketi verildi.

Star InactiveStar InactiveStar InactiveStar InactiveStar Inactive

 

Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun düzenleyeceği 31. Türk Yürüyüşü ve Festivali hazırlıkları son sürat devam ediyor. 19 Mayıs Cumartesi günü , Madison Avenue ile 56.cı sokak arasında başlayacak Türk Günü Yürüyüşüne Amerikalıları çekmek için yoğun tanıtım faaliyetlerine başladıklarını belirten TADF Başkanı Ali Çınar,  New York Times, Daily News, Metro New York,Village Voice ve yerel gazetelere ilan vermeye başladıklarını söyledi. Ayrıca, iki ayrı  Amerikan Televizyon kanalındaki sabah programında, Türk Günü Yürüyüşü ile ilgili bir kısa sunum olacağı belirterek Çınar, Times Meydanı ve civarındaki turistleri de etkinliğimize çekmek amacı ile 10,000 tane broşürün Perşembe ve Cuma günleri dağıtalacağını açıkladı.

 
Yürüyüşte, dünyanın en eski ve en büyük Askeri Bandosu olan Genelkurmay Başkanlığına bağlı  Mehteran Birliği olacağını belirten Çınar, Türk Günü Yürüyüş ve Festivalinin hem Türk toplumunu biraraya getirmesi açısından hemde ülkemizinin tanıtımı için önemli bir etkinlik olduğunu vurguladı.
 
TADF Başkanı Çınar, yurtdışında yapılan en büyük Türk etkinliğinin Türk Günü Yürüyüşü ve Festivali olduğunu belirtirken, Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı dolayısı ilede bir kutlama havasında festival yapacaklarını belirtti. ''Manhattan sokaklarını kırmızı beyaza boyayacağız,'' diyen Çınar, çocuklar içinde festival alanında süprizler olduğunu söyledi.
 
 
Web Sites:
http://turkishparadenewyork.org/
http://turkgununewyork.org/
 
 

Facebook

Youtube